YayBlogger.com
BLOGGER TEMPLATES

25 Nisan 2014 Cuma


     Merhaba arkadaşlar ! Bugünün cuma günü olmasının verdiği mutluluk pahabiçilemez. Bugün Yalova gezisine gidecek hocalardan dolayı derslerin çoğu kaynayacaktı, ben de okula gitmemeyi tercih ettim. Fırsattan istifade son okuduğum kitap olan "Vampir Akademisi"nden bahsetmek istiyorum. Şu sıralar "Sil Baştan"ı okuyorum ve bir an önce bitirip sizinle paylaşma konusunda heyecanlıyım ! :)


Kitabın başlarında hayal kırıklığına uğradığımı hissetmiştim. Ama çok erken karar vermişim. Kitap ilerledikçe beni çok fazla içine aldı ve hiç ummadığım bir kitapla karşılaştım.
Lissa Drogomir bir Moria prensesi, en yakın arkadaşı Rose ise bir damphir. (yarı insan yarı vampir) Lissa ve Rose birbirlerine tek yönlü bir duygusal bağla bağlılar. Yani Rose Lissa'nın hissettiği her şeyi hissedebiliyor ve hatta onun içine girebiliyor. Bir de "Strigoi" diye bir kavram çıkıyor karşımıza. Strigoi denen bu yaratıklar ölümsüz ve çok güçlüler. Strigoileri bu kadar güçlü yapan şey ise Moroi kanı.Bir Strigoi ısırığı bir insanı, bir dampiri, bir Moroiyi anında bir Strigoi'ye dönüştürebilir.  
Rose ve Lissa kaçak olarak geçirdikleri iki yıl sonra yakalanıp Aziz Vladimir Akademisi'ne götürülüyor.
Lissa ve Rose'un Aziz Vladimir'den kaçmasına sebep olan şey korkuydu. Evet, çünkü akademinin demir kapıları ardındaki hayat, akıl almayacak kadar tehlikeli. Strigoiler iğrenç ayinler düzenliyor ve onların bu gizle kapaklı doğası ve gece aşkı sosyal karmaşalarla dolu engimatik bir dünya yaratıyor.
Rose ve Lissa, bu tehlikeli ortamda kendi yönlerini bulmak, yasak aşkın cazibesine karşı koymak ve Strigoilerin Lissa'yi sonsuza dek kendilerinden birine dönüştürmesine fırsat vermemek için sürekli savunmada kalmak zorunda !
Açıkçası kitabı almadan önce çok daha vampirsi bir şey beklemiştim. Vampir Günlükleri kadar vampirliği öne çıkaran bir şey değil. Neredeyse vampir kitabı değil gibi.
Kitaptaki kötü karakterlerin ( tam olarak kötü sayılmaz ama böyle genelleyebiliriz.) kim olduğunu çabucak anladım. Çünkü; genelde kitaplarda en iyi özellikleriyle anlatılıp övülen ya da şüphe çekmeyecek kişiler genelde kötü çıkıyor sonunda. Spoiler ! Şu hayvan öldürme işlerinin falan Natalie tarafından yapıldığını tahmin etmiştim ama Victor'dan böyle bir şey beklemiyordum. Spoiler bitimi.
Ayrıca aşk kitapta öncelik taşımıyordu ve bu beni hiç rahatsız etmedi. Yani hayatın bir gerçeği ama merkezi değil gibiydi.
Karakterlerden Christian konusunda yorum yapacağım sadece. Christian'ı sevdim ama keşke biraz daha kötü olsaydı :D Ya da ne bileyim hani özünde melek ama herkese "illallah" dedirten bir karakter... Çocuklardan birini yakması (yakmadan yakması, okuyunca anlarsınız) falan bir yaramaz çocuk beklentisi oluşturdu bende ama tam olarak öyle bir karakter çıkmadı karşıma.
Kitabı sevdim. Umarım siz de beğenirsiniz. İyi okumalar ! :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder