YayBlogger.com
BLOGGER TEMPLATES

31 Mayıs 2014 Cumartesi

Yaklaşık on gündür blogla ilgilenemiyorum, çünkü; oldukça yoğun bir hafta geçirdim. Günde en az iki sınav olduğumuz bu yorucu haftayı geride bırakmış oma düşüncesi oldukça keyif verici. Aslında şu an oldukça meşgulüm ama yine de bir şeyler yazmak, son okuduğum iki kitaptan bahsetmek istedim.
İlk olarak bahsedeceğim kitap olan "Yetenek"i aslında geçen pazar günü bitirmiştim ama paylaşmak şimdiye kısmetmiş.

Ölümcül Bir Yetenek Yedi Krallığı Yıkabilecek Bir Sır

Sıradışı hünerlerle doğan insanlardan korkulan ama aynı zamanda güçlerinin sömürüldüğü bir dünyada Katsa, kendisinin bile tiksindiği bir yeteneğe sahiptir: Öldürme yeteneği. Middluns Kralı olan amcası Randa'nın buyruğu altında yaşayan genç kız ayrıcalıklı bir hayat sürmek yerine onun kirli işlerini yapmak, Kral'ın keyfini kaçıranları cezalandırıp onlara işkence etmek zorunda bırakılmıştır.

Savaşma yeteneği olan Prens Po'yla tanıştığındaysa hayatının tamamen değişeceğinden habersizdir. 

Kendi yeteneğine dair yeni bir gerçeğin açığa çıkacağını ve çok uzaklarda, dehşet verici bir tehlikenin kol gezdiğini ise aklından dahi geçirmiyordur...

     Aslında çok uzaklarda dehşet verici bir tehlikenin kol gezdiğini yazar bile kitabın başında aklından geçirmiyordu bence.
     Katsa karakteri çok güçlü ve eşsiz bir karakter. Goodreads yorumlarında Katniss Everdeen'le benzeştirildiğini gördüğümde çok şaşırmadım ama benim için her zaman Katniss > Katsa. Yine de Katsa karakterini etkileyici buldum. Çok küçük yaşlarından itibaren öldürme yeteneğine sahip olduğuna inanan bir kız olarak büyüdü, Middluns kral olan dayısı onu pis işleri için kullandı. Ama  o dayısına karşı geldi, adaletini kendi yöntemleriyle sağladı. Öldürme yeteneğine sahip olduğuna inanan biri olarak oldukça merhametli birisi olduğunu da eklemek lazım. Yeteneğini insanlara faydalı olacak bir şekilde kullanabilmek için gizli  bir konsey bile kurmuş. Beyler, Katsa'nın vahşi karakterine aşık olacaksınız.
     Benim en sevdiğim karakter prens Raffin oldu. Şakacı, zeki, eğlenceli, ve kendini bilime adamış. Katsa'nın sahip olduğu yeteneğinden dolayı yalnız kaldığı tüm o zamanlarda Raffin bir dost olarak yanındaydı.
    Po karakterini de etkileyici buldum ama sert, kötü izlenimi bırakan çocuk tiplemelerine fazla alışmışım sanırım. Po anlayışlı ve nazik. Katsa'yı dengeleyen ve onu gerçekten anlayabilen biri. Aslında o pek çok kişiyi kolaylıkla anlayabilir. Nasıl mı ? Öğrenmek için kitabı okumak zorundasınız, üzgünüm.
   Şimdi kitabı yorumlarken yazdığım ilk cümleyi açıklayayım biraz. Kitabın başında Katsa sarayın birinden tutsak bir adamı kaçırıyor. Bu söylediğimi spoiler saymazsınız umarım, çünkü kitabın başlarında öğreneceksiniz bunu: Katsa'nın kaçırdığı adam Po'nun büyükbabası. Po da Lineid ülkenin prensi. Bir zaman önce Po'nun büyükbabası ülkelerinden kaçırılmış. Nedeninin ne olduğu ve kaçıranın kim olduğuysa bilinmiyor. Katsa ve Po bu sorulara cevap arıyorlar ve bunun için bir yolculuğa çıkıyorlar. Bir gün Katsa ve Po konuşurken Po Katsa'ya Monsea ülkesinin kralının hikayesini anlatıyor ve asıl olay bundan sonra başlıyor. Bence yazar kitabı hangi olaya dayanarak yürüteceğini kitabın ortalarına doğru karar vermiş. Neyse buradan sonrası çok daha heyecanlı. Keşfedilmeyi bekleyen bir sır, kurtarılması gereken bir prenses, yeni keşfedilen ve yeniden keşfedilen yetenekler...
    Sonlara doğru Po ile ilgili öğrendiğimiz yeni bir şey var. Bence yazarın öyle bir şey eklemesi saçma olmuş. Eklediği şeyi gereksiz bulsam da bence iyi kullanmasını bilmiş, kitabın en sonunu beğendim çünkü. Ama yine de kitap piyasa sürülmeden önce biraz düzenlenip en başından beri kitaba bir amaç verilmeliydi ve daha önceden olacağına dair hiçbir ipucu verilmeyen şeyler "tarifte yok aslında ama hadi şu keke azcık da şundan ekleyeyim" dercesine hiç uyarı olmadan ortaya çıkmamalıydı diye düşünüyorum.
   Kitabı öneren arkadaşım hayranlığını anlata anlata bitiremediği için beklentiyi fazla yüksek tutmuştum, bu sebepten biraz hayal kırıklığına uğradım. İçinde gidişatı rahatsızlık veren durumlar olsa da okumaya değer diyebilirim. Ciltli halinin fiyatı 35 lira, aslına da aynı paraya "Harry Potter ve Ölüm Yadigarları"nın ciltsiz halini alabilirsiniz, vereceğiniz her kuruşa değeceğini garanti edebilirim.
   Kitap hakkında net bir yorum yapamadığımın farkındayım, çünkü; ben de arada kaldım. Sanırım ne olursa olsun okumaya değer.

Hadi okuduğum ikinci kitaptan bahsedelim biraz da. Bir klasik: İnsan Ne ile Yaşar

Tolstoy'un bu ölümsüz eserini edebiyat sınavında çıkacağı gerekçesiyle okudum. Okur okumaz içime bir mutluluk, sıcaklık, huzur verdi.
Ben Antik Batı Klasikleri'nden aldım kitabı, içinde size sevginin ve inancın doyumsuz tadını tattıracak  beş tane güzel hikaye var. Belki bu 122 sayfacıktan oluşan kısacık kitapta gerçek mutluluğu bulacaksınız ve belki de hayatınız değişecek. Ben etkisinden hala çıkamadım ve ömür boyu da çıkmamayı umuyorum. Hadi bir alıntı paylaşayım sizinle, düşünerek ve hissederek okuyun:

"Şimdi anlıyorum ki her ne kadar insanlara hayatta kalmalarının sebebi kendi çabalarıymış gibi gözükse de hakikate onları yaşatan, sadece sevgidir. Kim yüreğinde sevgi taşırsa,o sevgi Tanrı'dandır ve Tanrı o kişinin yüreğindedir, çünkü varlığın sebebi sevgidir."

Kendinize bir iyilik yapın ve bu kitabı okuyun. Sizinle sadece kitaptaki ilk hikayenin konusunu kitabın arkasından alıntılayarak aktaracağım ama diğer hikayeler de birbirinden anlamlı ve hepsi yeni şeyler katacak sizlere.
Tanrı, kendisine verdiği emri yerine getirmekte duraksayan melek Michael'ı emirlerinin arkasındaki hikmetleri anlayabilmesi için dünyaya gönderir. Melek Michael olayların arka yüzünde neler olduğunu gördüğünde "İnsanın içinde barınan nedir?", "İnsana verilmeyen nedir?" ve "İnsan ne ile yaşar?" sorularının cevaplarını yaşayarak öğrenir.
Biz sınıfça çok etkilendik.
Kitapta geçen diğer hikayelerin adları: Üç Soru; Tanrı Gerçeği Bilir, Ama; Tek Bir Kıvılcım Tüm Evi Kül Eder; İnsana Ne Kadar Toprak Lazım.
Keyifli okumalar ! Hepimiz için keyifli bir haftasonu diliyorum. :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder